Pazar, Kasım 13, 2011

Küçük notlar



Sayısız not tutuyorum unutmamak için. Bir balığın hafızasına sahip olmak bana not tutmayı zorunlu kılıyor. Unutuyorum ya o yuzden ezberden anlatacağım bir fıkram bile yok. Defalarca tekrar etmeme rağmen unutuyorum. bir cesit lanete bulasmisim sanki. O en cok dinlediğim parçalara eşlik edemiyorum, misal. Severek izlediğim onca film bir çırpıda unutulmuş oluyor. Anımsamak neden bu kadar zor.. Yasamak zorluyor beni anlasildi. 
Gözlerimi kapatıp huzuru arıyorum hafızamda. Bir sokak ismi gelsin bir adresim olsun diye yumuyorum gözlerimi. ama o da mumkun olmuyor.. sanki hic huzur yer almamis omru hayatimda..
Sudaki huzur yok hic bir yerde. derinler sessiz ve konuşmak serbest. En cok orada konuşuyorum sessizliğimin mührünü kırıyorum. Anlasilma endisesinden uzakta. 
"Suyun sesi tüm sesleri bastırıyor niagara şelalesinde." 
gözlerim uzandığım yerden gökyüzündeki bulutların seyrine dalmış. Ne güzeller. Rüzgarın hakimiyetini kabul etmişler, itirazsiz sakin usul usul akıyorlar. Cam ağaçlarının en yüksekleri uzanmak için gökyüzüne ruzgarla beraber bir saga bir sola yatıyorlar. Orada yatıyorum sessizce. Yüzyıllardır yatıyorum sanki sesimi unutmusum ama duyuyorum söylediklerimi. Uzaklara gidemiyorum ama uzaklar bana gelmiş hepsi burada. Kimler yok ki.. Bir kuşun kanadı cirpiyor ağaçların dalları arasında. Duyuyorum iste. O sözleri söylemeseydim diyorum. Kirli bir mecmuaya dönmüş gibi bir kenara fırlatılmış gibiyim.. okunmaz olmusum.. kelimeler kirli.. 
Huzurun resmini çiziyorum, parmaklarımın ucuyla.. Utanıyorum kendimden çırılçıplak kalmiscasina..   Ve sonra bilgece edilmiş laflar: yaşadıklarından pişmanlık duymayacaksin. Gecmis gecmistir. Done is done. 
Niye hatırlamıyorum o en cok sevdiğim parçayı. Mirildanmak isterdim oysa simdi.

Cok kucukken etekleri ucusan o kırmızı elbiseyi giydiğim zamana gidiyorum. 
(niye atliyorum gecmise ne var orada beni bu kadar ceken bilmiyorum.. su an neyin eksik senin .. sevdirsene kendini.. hadi yap! durma  orada oyle!!!!)

Bahcesindeki erik ağacına tırmanın ham eriklerini asirdigimiz o erik ağacına tırmanıyorum evimizin bahcesinde. Kardesim kosarak geliyor kisacik Bahriyeli üniforması üzerinde. Gözleri Çakır .. Yakışıklı kardes sahibi olacağım cok belli, tüm çirkinliklerime rağmen. Dizleri yara bere icinde, haylaz şey. annem cagirmis.. annem.. 

gidiyorum.. yoruyor beni gecmis.. bu kadar guzel olmasi belki asil yorucu olan.. dunyanin cirkinliklerini gormeden yasamak daha bir makbul sanki.. 

simdi harabeye donen o eski ev .. arada sirada ruyalarima giriyor.. odalar esyalar ve insanlarla dolu hali.. 

neyse konu kucuk notlar.. ben not aliyorum bu aralar yapmam gereknleri.. dedigim gibi unutuyorum..  aramam gereken kisileri.. ve daha nicelerini.. not aliyrum.. galiba baligim ben. yuzmesine yandigim..

gluk gluk.. ^^ 

Cumartesi, Ekim 15, 2011

sanat kultur haftasina dahil olan gobegini kasiyan zat

sevgili bisi..

hafta basindan beri katilmadigim kulturel faaliyet etkinligi kalmadi. yorgunum.. kafami kasidim durdum, gobege vakit kalmadi. l
woddy allen gelmis dediler gittik.  (let's get some culture)
nuri bilge gelmis dediler gittik...
fazil say gelmis dediler gine gittiik.. 

rabbim sonumuzu hayretsin.. bu ne bohem.. O.o 

midnight in paris: hastasisis.. her sahnesi ayri ayri opulesi. na bak optum ;*

bir  zamanlar anadolu da; asagi tukursen sakal yukari tukursen biyik. .
 ilerleyen tek sey zaman, evet.  bide o doktor cemal var.. allem yareppim herif 47yasinda ama yok oyle bir karizma.. evet olgun erkeklerden hoslaniyorum sanirsam ki.. 

fazil say: haci sanat karin doyurmuyor.. ac gittim ac dondum.. fazil caldi biz de dinledik. guzelmiydi guzeldi...yine olsa gider miyim, giderim.. ama o kadar yani.. fazla deil. 
ha ne oldu;. dunya gozunle fazili gormus oldum.. 

neyse iste sevgili bisi; bu kadar kultur faaliyet anladim ki artik bambaska bir ben yaratmak icin fazla.. az gittim uz gittim dere tepe duz gittim. yattim uyudum.. dusunuyorum.. 


Pazar, Ekim 09, 2011

9 ekim 2011 Pazar-bir oss hikayesi

selam gunluk.

bu sabah yedide uyandim suratmda kocaman bir siritis. nedeni su an hatirlanmayan bir ruya. onemli degil en azndan bir onceki gune gore 1-0 onde baslamis bulunuyordum. ayilmam yatakta gerinip kendimi ciplak ayak yere bastigim ana kadar ilk tazeligini korudu. gune iyi baslamistik ve oyle devam etmesini istiyordum. ve bunun icin elimden geleni yapacaktim. kettle in tik sesini duyunca biraz daha mutlu oldum ama perdeden gorduklerim hicte icacici bir havanin disarida beni beklemdignin sinyallerini vermekte gecikmedi. olsun. yine de inatla gulecektik ve gulduk netekim.

gerekli kontrolleri yapip anahtari da pabucun tabanina monte ettikten sonra ciktik yola. dolmuscu abi ve ben gayet mutlu mesut tngir mingir giderken yolda kadinin birisi bindi. rahat rahat gitti arkama oturdu. o an cok pisman oldum niye muavin koltuguna oturmadim ben diye ama artik cok gecti. haspa bir kisi uzatirmisiniz diye gerekli tum hazirliklari tamamlamisti. neden dolmusa binmeden once paralarini hazir etmezler ki bu insanlar hep " bir kisi uzatir misiniz " hayir uzatamam canim diyesim geliyor ama diyemiyorum. yani buyuk sozume tovbe ben hep  parami hazirlarim toplu tasimaya binince. hic bir kisi uzatin dememeye calisirim. neyse bu hazirlanirken benim yanimdaki jelatini itinayla cikartilmis pet sisem dustu dolmusun koseyi almasiyla beraber bir merkez kac  yasadik. sise gidince yere ben de hooop pesinden.. hemen kenara kaydim. artik o kadinin uzatabilecegi yakinlikta degildim. iyuff kurtuldum derken o israrla -belli ki beni gozune kestirmis haspam- uzatirmisiniz dedi. motorun sesinin yuksekliginden duymamis gibi yaptim. ve sonra omzumu durtmeye calisti. calisti cunku muvaffak olamadi omuz durtme konusunda. cunku o esnada sofor abi hizla hizini kesti ben de one dogru kaydim..-goruldugu uzere cok hareketli ve manevra kabiliyeti yuksek bir yolcuyum- kadin artik anlamisti benim o parayi uzatmayacagimi.
ve bi kisi alir misiniz lutfeeeeeeeeeeeeeennn diye bir hayli yuksek sesle dogrudan sofor abime kolunu uzatti.
oh olsun.

neyse ben indim dolmustan. gidiyorum sinav yerine tingir mingir. ankara insaninin arasindan geciyorum. hangi blogtu hangi fakulteydi diye ben aranirken dekanlik binasini sollayip "B" blogu buldum. kapinin onundeki kalabalik adeta bir mahser kalabaligi gibiydi. saka la saka .. ne mahseri. tovbeler olsun. hepsi iyi temiz cocuklardi. master yapcaklar mi dersin, doktora yapcaklar mi sanatta yeterlilik mi.. hepsi okumus etmis adam ve madamlardan itinayla secilmis bir gruptu. sevdim her birini optum hatta bak :*

sinav saati yaklasinca iceriye almaya basladilar bizleri tek tek. ustt bas aramasi yapiyoruz diye iyi goturuyorlar ama neyse. cok fzla girmyeyyim o mevzuya,.

ait oldugum salonda bana ait olan sirayi bulduktan sonra rahatlamistim. ama o da nesi muthis bir bas agrisi. uyku. dolmasi gereken evraklar bu kadar sikiciyken nasil olmasin bu muphem bas agrisi. ve can havliyle ben de salon gorevlisine aspirin var mi dedim. cevap" cigh"/.

iyi bir cevapti dogrusu. henuz kadro tamamlanmadigi icin beklemedeydik. posetlerin icindeki sinnav kitapciklarina sadece dokunabiliyor ama opup koklaayamiyorduk tum seffafligina ragmen. ve o esnada hamile bir kadin girdi iceri. kesin oglu olacak bu arada. bunu da anti parantez belirteyim.

ilk sordugu soru sinav esnasinda tuvalete gidebilir miyim oldu.

gorevliden ikinci enteresan cevap " sinavda dogurmak yasak"

suyunun gelmemesi icin ben orada bir suphaneke okudum ne yalan. ama keske okumasaydim. bebek dogar sans sayar sinav da curcunaya giderdi. oh .. torunlarima anlatabilecegim degisik bir hikayem olurdu. ama olmadi. neyse. sinav bitmek bilmeyen klasik can skici sinavlardan birisiydi zaten. bir an evvel bitse de gitsek moduna yavas yavas burundugumu degisik pozisyonlarda oturma cabamdan anlamis bulundum. amuda kalkmakta bir  secenek olabilirdi ama sinavim iptal olabilirdi -ki biz bunu kesinlikle istemiyoruz.
hesap ettim tam tamina 135 dakka gecmisti. hemen esyalarimi topladim ve sinav mahallini terkettim.

gunun ilerleyen saatlerinde cok enteresan biisileer olmadi. disarida yagmur var ve ben deli gibi uykuluyum. sirf sana anlatmak icin de geri geldim. gene kaciyorm hadi optm kib bye.

Salı, Ekim 04, 2011

mes'udum..

ruzgar esti bu aksam cok uzaklardan... uzak bi yerlerden.. gecmisten.. ne kadar mes'udum anlatamam..

yirmili yaslarin baslari.. daha universitedeyiz.. bi kamp.. dikilide.. saclar kisacik.. genciz guzeliz uzeriz icabinda..

oyle guzel gunlermis ki.. dubadan inmemis, atesin etrafindan ayrilmamisiz.. arkadaslar arasindayiz..

cok mes'udum gunluk cok hem de.. sikayet etmek yok artik gecmisten.. gecmisim birsuru guzellikten, guzel insanlardan ibaretken yapamam edemem sikayet.... mutluyuum mes'udum.. hepinize tesekkur ederimmm

bugune degin hic yapmadigim birsey yapacagim ve cok ozel kareler ekleyecegim o gunlere dair bugun..





 ve son olarakk... duygularima tercuman olur mu bilmem ama ..bugunum icin..

Pazar, Ekim 02, 2011

vol3. bir pazar klasigi

sevgili gunce..

bugun pazar ve ben sekiz kirkta uyandim. reva  mi bu.. 
dun gece yogun bir geceydi. yorgun dusmusum.. tum musteri hizmetlerini aradim. avea, ttnet, bank, aski, ed, tt vateva.. 



kizgin kirgin ve bi o kadar ..

"bi o kadar" ne oldugumu bilemeyecek konumdayim,evet..

ben de gittim yumurta kirdim sevgili gunce. isterdim ki sen de benimle lokmami paylas. iki lafin belini kir..cayimi guneste demle felan ama yapmadin, fosur fosur uyumussun belli ki. ben daha gelmesem aksama kadar yatacagidin kimbilir. pazar keyfini kacirmak istemezdim ama bil istedim tum bu yaptiklarimi. sahi aksam demisken yarim koli yumurta almistim ben ayiptir soylemesi. protein ve vaytamin ihtiyaclarimi karsilamak en dogal  hakkim takdir edersin ki. yumurtamin markasi bile var.. bak: bili bili 

coh mis..

simdi gidiyorum. kulac atip gelcem. 

optummm..

Perşembe, Eylül 29, 2011

gunce denemesi-vol2

Sevgili Gunce
(boyle daha bir tiki, daha bir kanka vari oldu.. tipik kanka isimleri gibi, burcucuuuumm anlioooosun diiil mi )

Evet sevgili gunce.. bugun sabah uyandigimda hic tanimadigim bir odada uyandim. baska bi yerdeydim,  ruyamda ne gordugumun tahakkukunu yapmaya calisirken yabancisi oldugum duvarlar kalkip gitmem gerektigini soyledi. sonra bir sey oldu sevgili gunce ben uyandim. bildigin uyandim.. Gece basucu kitabimi okuyabilmek icin yatagin yerini degistirdigimi animsadim.. aslinda yabanci oldugumu sandigim oda aslinda yine benim odam ama farkliymis gibi geldi gozume bir an amk ( ah mah k).
neyse iste ayilasiya kadar beklemenin kifayetsizligini anlayip, suratima su carptim. dunden kalma makyaj akti akti te na ceneme kadar suzuldu. henuz yeni degistirdigim havluya kiyip kuruladim yuzumu yine de. havlu ya gecti kara kara lekeler. olsun yuzum ak oldu. dus alacaktim ama hava cok soguktu usutup hasta olmak istemedim. ben de aman banaaane yeaa dedim yuzume bi kez daha su carpip bilgiysari actim. gerekli kontrollleri yaptiktan gerekli yerlere yorumlari yazdiktan sonra iyice bir gerindim.aniden calan telefon saatin yedi ellibes oldugunu animsatti .. arayan annemdi.. hafta basindda uyuyup kaldigimi soyledigimden beri hep ariyor. hic sikayetci degilim. aksine memnunum. sabahlari tanidik bir ses duymak cok guzel bi his. tum sevecenlgimle: "Gunaydin anneciigim" bile dedim.. inanabiliomusuun.. ben bunu dedim.  yarin arasin gene dicem.. gor bak (hehe_)

neyse iste salla pati, yalap salap giyinmeye basladim. akan goz kaleminin yerine yenisini surup surmemekte tereddut etmedim deil ama surdum hafiften .. neyse iste ya ciktim ben evden.. gittim ise..

muthis bir huzur kapladi dort bir yanimi.. topuklu ayakkabilarim  on numara zaten. yikilioooo..

iste neyse aksam oldu eve geldim.  yorgun morgunum koca gun pc basinda durmaktan gozumun onunde hareler donup duruyor zaten yorulmayipta napicam..

iste tam bu maksatla mor koltuklarima yayila yayila sana gun boyu naptigimi yazicaktim ki yetmisiki ekranlik sahayi kaplayan kutunun calistirilma zamaninin geldigine kanaat getirdim. antenimden kaynaklanan bazi sorunlar yasamaktaydim ve bugun bunu halletmeye kararliydim. ve yaptim. aldim elime tornavidayi mrs mario oluverdim, kirmizi tulumlar felan, piyigh iyufff..

cok akilli olmamak lazim ama bu tarz durumlarda. fazla akil zarar verebiliyr keza.. tam fiste takiliyken antenin orasina burasina ciplak elle dokununca birden bisi ooldu..

AYYYY

diye bir ses..

anaaaaaaamm nassi korktum nassi nassi annatamam.. gittim titreyerek kendime geldim....
bir de baktim bir elimde tornavida bir elimde anten.. arada bir film seridi hayal edin..  sehir voltajina kapildim bildgin. ama nihayi sonuc muhim: kutu renkli cekmeye basladi.. nasil elektrik yukluysem  artik amk ( anten metaforu kamikaze).

iste boyle sevgili gunce.. saat olmus zaten sekiz. bu saatten sonra enteresan bisi olacagini sanmiyorum. o yuzden bence gun an itibariyle bitti.

seviyorum seni. opuyorum gozlerinden.

MUCKA

Çarşamba, Eylül 28, 2011

gunce denemesi-vol1

bugun ne oldu biliyor musun.

hic bi bok olmadi. aksama kadar bilgisayar ekranina bakip pick yaptim. iki tane hat bitirdim. gozlerimden yaslar akmaya baslayinca gayri ihtiyari durdurdum kendimi. kendimi durdurabiliyorum iste boylesi zamanlarda. cok konusmamam gereken zamanlarda ise az konusamayarak kendimden odun vermiiyorum.

gecen sabah tam sekizbucukta uyandigimi soylemis miydim. allahim bu ne rahatlik . gittim bi de dus aldim. utanmasam kahvalti bile yapacaktim ama bence keske yapsaymisim. saat onbucukta is yerinin kapissindan iceri elimi kolumu sallaya sallaya girdim. soran olsa hastanedeydim diyecektim. yalanin anasi babasi yok ya.

peki ya turk telekom bana ne yapti bilmek ister misin .
bence bilmelisin.

turk telekom kahrol emi sen. dort sene once kapattigim sabit hattin nasil olur da odenmemis faturasini sms (surekli mesai sistemi) ile borclu kaldigini bildirirsin ya.. aklim almiyor. inanabiloooooomusunnn..
 ne bicim sistem lan bu boyle. daha gecen sene aldigim gsm (genital sendrom merkezi) operatoru numarasina nasil ulastin. ne bicim bi yer oldu lan dunya. onceden parmak izi birakmamak yeterliydi.. bozdu bozdu dunya da cok bozdu.

neyse, boyle yani.

Salı, Eylül 27, 2011

sa(A)det

bugune degin yapmadigim birseyi yapacagim.

sevgili gunlugum diyecegim sana. gunluk gibisin. ama gundelik telasta satir aralarrina skstirilmis bir kac cumleyi senin icin secip secip unutuyorum. sana cumleler kuruyorum dusunebiliyor musun. gunumu anlatan. beni anlatan. etrafimda olup bitenlere dair.. icinde herkescikler var.. ama sonra unutuyorum. insanoglunun en buyuk zaafi olan unutkanlik hastaligina yakalanmisim belli ki.. tedavisi yok. var sandigim zamanlarda beni yaniltan sanrilarla basa cikmakla ugrastim. o yuzden bu mevzuya tekrar girmeyecegim uzgunum..

sevgili gunluk,

okur yazar kitlesinin artmis olmasi aslinda cok iyi bir sey degil. yazilanlarin okunmasindan oturu bir kotuluk deil bu, bu kotuluk insanlarin okuduklarinin ne kadarini anladiklariyla alakali. ya da yazarken gercekten ne yazdiklarini bilip  bilmemeleriyle alakali. sahi, insanlar bilirler mi ne icin yazdiklarini. uzaklarda bir yerlerde atilirken mermiler kimin umurundaki oradaki yasamlar.

insanlarin en buyuk ayibidir okudugunu anlamadan anlamis gibi davranmalari. anlatirken siz dinlermis gibi yapmalari. gozlerinin icinden gecenler sizin anlattiklarinizin canlandirdigi imgeler degildir, gorursunuz cogu kere bunu.

uzuluyorum ben. uzgunum daha dogrusu. olumsuzluklarini cikarmama ragmen hayatimdan hayatimin ben yine de uzuluyorum. niye boyle oluyor bilmiyorum.
her pazar ertesi icimde korkular mide bulantilari olusuyor.

sevgili okur olmuyor boyle, gunluk yazamiyorum ben. yazmak istiyorum ama bil bunu. heyecanli atraksiyonlu hayatimi sizinle paylasmak istiyorum. mesela gecen hafta sonu goklere ciktigimi soylemek istiyorum. sehre soyle bir yukaridan baktigimi. insanlari nasil gordugumu betimlemek istiyorum ama yapamiyorum.

bugun bozulan kulakligimin yerine yenisini almak icin limon bazaara gittigimi ve yanlis standin onunde durup, bozulanlari oradan aldigimi soyledigimi bunun uzerine yeni aldigim kulakliklarda elemanin indirim yaptigini soylemek istiyorum. aa soyledim bile coktan. ama uzucu olan aslinda o kulakliklari oradan almamis olmamdi. ve benim bunu elemandan ucretsiz iki haftalik dans kursu kuponu kazandiktan sonra iyi aksamlar deyip ayrilirken anlamis olmamdi tuhaf olan. cunku aslinda bozuk olan kulakliklari aldigim yer iki stand sonrasiydi.

kissadan hisse: bir seye ne kadar cok inanarak savunursaniz, yanlis bile olsa karsi tarafi ikna etmeniz o kadar kolaylasir.

tuhaf iste hayat goruyorsunuz ki.

evet okur, ( boyle daha bir samimi oldu kesinlikle, obur turlu siz orada yokmusunuz gibi gunlukle basbasa kalakalmisim gibi oluyordu. ki bence olmamasi gereken bisi bu)

bugun bisey ogrendim.. hayatimizdan olumsuzluk eklerinin cikartilmasi gercegini. bugune degin yanlis cumle kaliplariyla bir cok olumsuzlugu hayatima kattigimi farkettim. bundan sonra artik ben eski ben degilim, boyle biline. hayatimin kadini meloya buradan bu sebepten oturu tesekkur ederim.

ve sirf bu yuzden hayatimin akisinin degismesi icin yeni bir sayfa actim. bembeyaz, ustunde sadece benim yazdiklarim yer aliyor. beniim istediklerim arzularm, duslerim. ve belki de dusledigim kisi. olmasini istediklerim. -me ekini sokup attim hayatimdan.

en cok o acitti. bilmez mesela bunu. kendi bencilliginde bogusurken etrafindakilerin acilarini gormezden gelmek  bencillik degildir de nedir. ama ona da tesekkurler. kotu anmiyorum onu da tam da istedigi gibi. iyi yapti. cekti gitti. buyuyorum..

ben buyuyunce kirlenmedi ya dunya, biliyorum bunu.

guzel gunler gorecegim. gorecegiz.
gosterecegim..

goreceksiniz en hakikatli madam olacak benden..

Cuma, Eylül 16, 2011

dokun sana kirilmazsin korkma


Yalın ayak çırılçıplak uçsuz bucaksız bir yerde kosuyorum, kocaman kocaman insanlarla. Boş corak bir yerde. Kanatasiya batiyorken bosluklar; zaten gergef olmuş ruhum coktandir, farkediyorum ki. yeni dikenler batsa da o kocaman insanlara yetişmek için duramıyorum. durmak gelmiyor icimden..
her kendimi betimleme çabam bosa çıkarken böyle, sehirlerden geciyorum bir trenin, bir otobüsun camına yansıyan görüntümü izleyerek. Değişen tek sey arka fon. 
Dizlerimin bağı çözülüyor. 
Önemsiz gördüğünüz ama benim hep yaptıgım; noktadan sonra boşluk bırakma alışkanlığım aslında yeni cümleye büyük harfle başlamamı sağlıyor. Varın bilmeyin bunu siz. 
Ellerim titriyor. 
Uyku gelince kaçırmak istemiyorum, bir sonraki günü önemsiyorum çünkü. Gözlerim dalamiyor uyku gitmesin diye çırpınırken ben, ellerimle bastırıyorum gelen silüetleri. Karanlık değil korkum koca koca ınsanlar da değil . Korkum bir gün durup dikenleri çıkarmaya çalışırsam diye.  
Sehirleri büyük-küçük, semtleri eski-yeni diye kategorize edemiyorum. Her ınsanda yeni bir ben buluyorum ama bir türlü buyuyemiyorum. Nedenini bilmiyorum. Bilmek ister miyim onu da bilmiyorum. 
Balkonunda çamaşır asılı evlerle ilgili hikayeler yazıyorum havaya. Çıkan ilk rüzgarda kuruyorlar.  
Mutluyum. Ayaklarım degince bulutlarına gök yüzünün. 
Once annemin sonra Günesin kiziyim ben. Ateş gibi oradan oraya Kımıl Kımıl ., en cok su iciyorum ama sönmüyor icim. Ne korum ne de kül. Ateşim ben. Can yakar miyim bilmiyorum, merhamet yaradana mahsus. Ben de okyanusta bir damlayim onun ruhu üflendi ruhuma, tabii ki merhamet doluyum. Sacmalamayin! 
Dokunun bana. Tenime değil ruhuma, duygularıma .. Bana dokunun. Ateşim ben. İsitirim içinizi , en cok ta avuçlarınızı. Böyle kocaman ellerim var, kollarım upuzun. Dokunun bana. 

Cuma, Eylül 02, 2011

Özür dilerim.


Özür dilerim.. 
Kendimi sizi sevdiğim kadar sevdiremedigim için.. Affedin.. Sevdim ama ben de.. unutmayın bunu. Hep hakettiginizden fazla deger bicmemdeki temel sebep buydu. Ama En nihayetinde etten kemiktenim ya ben de.. varin güçlü deyin.. Kadrosu dolu tüm kalplere selam olsun. Anlasilmak kısmet olmadı bu fanilikte ya olsun.. 
oylesine ugramistim zaten. 
hadi eyvallah. 

Pazartesi, Ağustos 29, 2011

zamanda bul beni

zamanda kaybolsam da ben..
saklansam da kuytularina yasamin..
gozyaslarinin gecmedigi satirlar yazmaya calissam da..
gulmek kadar aglamak da yakisiyormus guzel gozlerine demek icin bile olsa ..

gel bul beni zamanda..

                                                                                      mis li gecmiss zamanlardayim ben..

kaybolsam da girdaplarda..
her akinti alikoysa da beni yasamdan.
cirpiniyorum ben
kiyisina vurdum vuracagim.

gel bul beni zamanda..

Perşembe, Ağustos 11, 2011

bavullarinizi hazirlayin, tatile gidiyoruz..

hazir bavulum, cektim fermuarini.. cikiyorum yola.. baktim ama goremedim varis noktasini biletimde.. bakalim.. gidiyorum..

kelimelerimi de topladim tiktim valizimin en dibine.. onlarla beraber gidiyorum merak etmeyin. gidiyoruz biz hep beraber tatile..
hasedinizden catlamayin aman diyim..

yazarim arada bir.. sizde yazin..

operler..

Salı, Temmuz 26, 2011

kovalamaca

gel bir soru soralim sana.

adamin/madamin biri standart bir hayat yasarken birden bi yerlerden teklif almis.
biraz rahatsiz olmus uykular haliyle bunca gozlerinde yanip sonerken dolarlar.. ve nihayet ic huzuruu kaybolmaya baslamiss. kariyerin gereklilikleri icin esi bulunmaz bir teklif almis keza.. hele elde etmek istedikleri icin gerekli olan mebla felan hepsi orada.. yok yok..

 ama bir taraftan hayatin ahengi onun sesini yitirmis, uzaklarda akmis... akmis.. akmis.... dusuncceler sarmali bu ya.. yorgun dusmus..

uykular kosmus o kovalamis..

"ruyalarimi geri verin bari"

diye bagirmis bagirmis bagirmis...

Cumartesi, Temmuz 23, 2011

Ankara'da

ankara'ya dair  soyleyeceklerim asla ve asla izmir'e ya da ist.a dair bugune kadar soylediklerim ve bundan sonra soyleyecegim sevgi, ask ve ozlem duygularini barindirmayacak biliyorum. ama bir seyler var ankaraya dair soylemek istedigim.. sakaryasndan tunalisina uzanan gece hayatinin gun dogumuna kadar gecirdigi evrimler hakkinda mesela konusabilirim. evet, yaparim bunu. 
kronolojik degil belki anlatacaklarim ama dusuncelerim net. o yuzden zaman kavramini bi tarafa birakip anlatmak isterim her ne dusunuyorsam ankara senin hakkinda.. 

sakarya'nin ucuz balik ekmekcilerinden yayilan o pismis hamsi tava kokularina karismis durumcu, lahmacuncu, kebapci, kokorecci -"-ci" ekide hemen adami/madami meslek sahibi yapan eklerdendir, nasil da yakisior ama degil mi kerataya "makasci"- kokulari aslinda sakarya yi nasil da guzel tarif ediyor.. birbirine taban tabana zit bunca insani uzerinde tasiyabilen ender yerlerden bir yer sakarya. en garip aliskanliklari en ucuzculari en pahalicilari bunyesinde barindiran bir yer sakarya.. 

bol dolambacli, bol kaybolmacali 

ve isin ilginc tarafi bazen gulduruyor sizi.. hafif sarhosken, kelimeler tam cikamazken agzinizden, saga sola yampirirken ne de guzel oluyor hafizanin tozlu raflarina kaldirdiklarini anlatmak. sonra gundeme geri donebilmek.. senden senin gibi degerli parcalarin oldugunu baktigin zaman gozlerinde gorebilmek..  hislerini duygularini doosdogru dobra dobra yasayan birilerinin daha oldugunu farketmek.. 

hayat ne garipsin, bil .. yoguruyorsun beni, yoruyorsun.. tellak gibisin.. ama bak pamuk gibiyim,masallah bana.. 

sozun hukmunun bittigi derin bakislar, anlasildiginin fermanidir. ve farketmek bunu.iste boyle. anlatirken anlasilmak.. ankaranin dolusu mekanlarindan birinde ruhunu ozgurce birakkip konusmasina musaade etmek.. cok degil iki kadehle beraber.. kafesledgin ruh ozgurdur artik.. yenilikler yeniler yeniler... guzel insan guzel hatun..
derin ilahi bakislarin sahibesi benim biricik gabriel'im. 


ve ikinci  bir ankara'yi dinlemek icin hazirmisiniz pek muhterem okuyucularim.. 

ne kadar zor oldu kim bilir buraya kadar gelmeniz. devrilmis cumle kaliplarim arasinda aman gozukmesn diye saklamaya ozen gozterdigim bir hayati, aslinda bakmasini bilseniz ne kadar acik ve beyan bir sekilde betimlemekteyim ama yoruldugunu ve ne soylemeye calistgimi anlamadigini soyleyenler var. keske anlasabilsek satir aralarinda birer kahve molasi versek mesela ben aslinda ne'yi anlatmaya calistigimi anlatabilsem. belki yine anlamazsiniz ama inanin sozlu edebiyatim yazili edebiyatimdan daha saglamdir. 

neyse soz konusu yazi ankaraya ithafen  o yuzden kaldigimiz yerden devam edelim..

tunalidan asagiya dogru giderken...sökulmus ama takilmamis kaldirim taslarindan ayagini incitmeme cabami anlayabiliyorum.. cunku yuz-ikiyuz-ucyuz-dortyuz belki de besyuz promille yurumeye calisiyorm. ayagimda topuklu ayakkabilar yok tabii ama sirf ambiyans yaratsin diye umay'in su satirlarini usuma getiriyorum..

kacarken cikardigimiz topuk sesleri hayati kirabilir. ..

kirilganliklarim bir cift topuklu ayakkabinin cikartacagi seste sakli.. ne kadar ince ve zarifim gerisini siz dusunun.. 

icince;
en cok sevdigim sey sarhos olup cilginlar gibi dans etmek.. ayaklarrimi hissetmemecesine dans etmek.. pisti aglatmak.

en iyi yaptigim piclik yakinima gelenlere gelesiye kadar musaade edip ondan sonra aradan sivismak.. 

en cok gidik aldigim an, laf giydirdigim an.

ve en coksevdigim zaman,kafam guzelken seni opmek.

en cok ozledigim sey eski dostlar.. kimler kaldi ki zaten onlardan da.. 
ama arkadaslar iyidir..bilirim..

icince en cok arzuladigim da sensin. evet sen. okuyorsan bu satirlari bil ki  arzuluyorum ve opuyorum seni dudaklarindan. 

en cok kizdiklarim ise beni guclu sananlar.. yemin ediyorum ben de etten ve kemikten yapildim. 

en cok guldurenler guldurdugume inandiklarim. iadei ziyaret babinda.. 

yine bir aksam inerken tunalidan asagiya, anlatilacak bir hikaye yasandi.. kuzey avrupalardan gelmis pic. goz hapsine aldiktan sonra beni butun gece, disariya cikip yurumeye basladik bir ankara aksaminda.. ruhu oylesine ozgur ki bir kus gibi.. agir kapilardan gectik, etrafimizdaki binalar kaldirimlar yollar tek  tek kayboldu.. oyle seyler soylemekteydi ki keza. ankarada olmamamiz gerekyordu.. gitmemiz lazim bu sehirden dedim.. sehr-i terk. 

piezza signoria ya gittik.. yuruyoruz caddelerinde.. sacim benmle birlikte ruzgara kapilmis.enseden toplanmisligina aldirmadan, ucusuyor havada.. donup yuzune bakarak bir seylerden bahsediyorum.. gozlerinin icine vuran isigi gooruyorum.. guluyorum davetkarca. yuzumde kocaman bir gulusun kirintilari kaliyor.. 

donmemiz gerek diyorum.. yine otoriter bir tavirla.. ses cikarmiyor.. onun ruhu zaten ozgur istedigi yere istedigi zaman gidebilir. rahatliyorum, gerisin geri agir kapilari ust uste kapatarak piezza signoria 'dan ayriliyoruz.. 

sonra son otobas icin telasa kapiliyorum.ankara bu ya.. apaciler her an etrafimizi cevirebilir.. kokorec kafalinin cadirinin onunden geciyoruz, gecenin reyizi o belli ki.. tahtanin ustunde barsaklari takur tukur sesler cikartarak gecenin icinde ritim tutuyor. telasli.. bakiyorum goz ucuyla. gorunmeden dumanini yararak guven parkin icinde ilerliyoruz.
otobasin acik caminin onunde oturuyorum.. sofor amca bastikca gaza ruzgarla beraber dusuncelerim savruluyor havaya, ben ise kipirtisiz..

sesim kulagima guzel seyler fisildamakta..

izin verin sesinize.. uslu cocuk o, gelmez bir zarar hic birinize... 

Çarşamba, Haziran 22, 2011

diskaryola yaylari missss..

konsepti uyduramamis olabilirim ama bugun yolda yuruyorken aklima dustu iki kelime.. : yay, kalite, karyola

aa iki deil, uc tane dusmus..bak sen su ise..!! gokten dusmus hatta ve hatta..  durun henuz yeni yazmaya basladim. sonunda dusecek sey en basta basiniza geldi diye endise etmeyin. hem elmalar amasya. kuutrr kutur yiyin, okurken. hadi gene iyisiniz..

neyse asil mevzu bahis olan konumuz bir karyolada olmazsa olmazlardan olan "yaylarin kalitesi".

cocuklugumun evine gotureyim mi sizi.. arka bahcesinde erik agaclari olan o eve?

gidelim gidelim.. hadi..

..
az tirmanmadik dallarina eriklerin.. daha caglayken koparmak icin ... camina vurulunca, kacalim derken ayagimizdan cikiveren nice terlikler tanirim ben. hepsini geride biraktik, cok gaddardik ve bir o kadar da bencildik..

cama vurmak dedim farkindaysaniz..
bahce bizim.. cama vuruluyor ve biz bizim olan bahceden hakkimiz olani alirken yakalandik diye kosarak, terlikleri arkamizda birakarak kaciyoruz..
garip geldi evet boyle tanimlayinca ama dogru..
cama vuran eller artik yok ama sesi halen daha dun gibi kulagimda..
canim dedemdi o benim cama knock knock diye tok tok vuran.. bahceye topu kacanlarin toplarini da patlatabilirdi eger cok terslenirse ama bir gorseydiniz bizleri nasil severdi.. oyle cok severdi ki cama vururken asil derdi daldaki cagla erikler degil dali kirilirsa kolu kanadi kirilacak olan bizlerdi..

neyse duygusala baglamak yok.. benim asil amacim o camdan iceriye usulca sokulmak.. o pembe renkli duvarlari olan odayi el kameramla sizlere gostermek..

yaklastir yaklastir.. daha da sokul...

hooop ...

icerdeyizz artik.. oda da olanlari anlatalim artik..icerisinde kapaklari beyaza boyanmis, kulplari metalden bir gomme dolap var, onun icerisinde senelerdir atmaya, kullanmaya  kiyilamamis eskimeye yuz tutmus, esvaplar, carsaflar, danteller, kanaviceler, yastiklar, yorganlar ve bunlarin kiliflari var.. her bir cekmecesini ezbere bilirim keza.. sor soyliyim.. ama en muhimi; dedemin ilk okul defterinin bu hengame arasinda sapasaglamligini naylon bir muhafazanin etrafindan iple sarilarak korumakta olusudur.. kokusu naftalinlidir ama halen bilgi kupudur mubarek..

odanin iki ucunda birbirine bakar konumda koguslanmis olan iki adet yuklugun altlarinda birer adet sandik vardir.. yerler rabita ve o odanin alti bodrum  oldugundan; bundan cokk seneler once mahallemizi basan su baskininda asagidan sizan sularin ardindan, ninemin israrlari sonucu sandiklarin icleri bosaltilip; pek kiymetli biz torunlarina pay edildi..sandiklarin tasidiklari yukler artik gundelik oolarak kullanilan yastik yorgan pikelerden ibaret.. onun disinda hic bir sorumluluk yuklemedik onlara..
yemin ederim..

gelelim asil mevzuya.. kameramiz iceride ama neden iceride..

evet.. o karyola..
cocuklugumun karyolasi.. cift kisilik..
uzerinde zip zip zip..

-aisa in asagiya..
+ya dede durrrrrrr..
-sen dur asill.. kiracaksin karyolami..

canim dedem benim.. birgunden bir gune uzerinde uyudugunu gormemistim ama kiymetlisiydi o karyola onun... belki o da ziplasa severdi en az benim kadar ve uzerinden inmek istemezdi.. ama ondaki sevgi baskaydi.. bilemedim bunun nedenini omrum boyunca.. icinde baska hikayeler var gibi.. biraz buruk sanki..

her neyse..

o karyolanin yaylari halen daha saglam.. uzerinde ziplayaan bir tek ben degildim elbette.. bugune bugun bes torun sahibi dedemin en gozdesi ben ziplardim.. kara sacliyim ya ayri severdi dedem beni..havam batsin.. evet ben babamin kiziyim ama en cok dedemin kiziydim.. ne hos adamdio oyle.. eli yuzu duzgun.. yagiz bir delikanli.. boyu kapi kadar.. cebinde kostekli saati.. efendi adamdi.. adam gibi adamdi velhasil kelam... ninem sansliymis yemin ediyorum..


karyola evet halen daha saglam.. halen cift kisilik ve iste bir aksam yyillar oncesinin bahcesine usulca beni goturup, simdi de uykulara goturecek.. biraz buruldum.. gecmis garip..

hayat bazen tuhaflasiyor iste boyle.. guldureyim dediginde huzunlendiriyor.. oysa karyola yay kalite benim aklima baska baska seyler gelmisti.. dokmedim hic birini bu satirlara.. kismet..
iyi geceler olsun hepinize..

opsun melekler hatta uykularinizda..
oh misss..

hoppppppppppppppppppp hmmmmfssssssss

Çarşamba, Haziran 08, 2011

ikiyuzotuzdoghuz gram

kalbimin agirligi tam tamina ikiyuzotuzdoghuz gram.. evet, bugun resmi belgelerle de ispatini gerceklestirdim.. bir ceyrek kilo kadar bile ederi yok.. yumruk buyuklugunde biirsey zaten.. zavalli..meger tum o adamlar su ufacik tefecik ici dolu tursucuk gibi olan kalbimde skis pikis yasamislar.. ne fena.. ikiyuzotuzdoghuz gram.. yaziyla biraz biseye benziyor rakamla uc haneli siradan bir sayi. 2-3-9 "239".. iki uc doghuz.. yazik la.. bence hata etmisler.. neyse artik yoklar.. oh mis.

Cuma, Mayıs 27, 2011

Hayalet adam

Yabancı bir koku var
burnumun direğine usulca yaslanmış.
Yastigima yorganima bulasmis.
Henuz yok buralarda sahibi ama
kokusu gelmis yerlesmis öylece usulca.  

Gözlerimde alevli malevli bir seyler.
Yanıp yanip sönüyor.

Uyku ise;
dur durak bilmeden koşar adım uzaklaşmış geceden.
Gece yalnız, gece sessiz..  
bı garip halde.
Kapıyorum açılıyor yeniden.
Işık doluyor icim onca karanlık icinde.  

Hayalet adamdır diyorum.

Cocuk aklı iste.  

Koku yine orada..


Ruhum..

ah sen yok musun sen!  

yine bir edepsizlik pesindesin Belli belli.. hayırlısı. .



Bu sefer basımızı çok fazla derde sokmasan bari.

Gine de Rast gele!

Onca hukukumuz var ne de olsa.


Hadi uyu artık uslu uslu..

Cuma, Mayıs 13, 2011

sert1porno


Belki bu yazdiklarimdan oturu beni iceri alacaklar hucre hapsi falan verecekler. Bire birbucuk ebatlarinda. Alan hacmini integralden hesaplatacaklar ya da onun gibi birseyler yapacaklar. 
-Konus Einstein i ilk ne zaman tanidin.??
 Gozlerimi belertip Far gormus tavsan gibi bakacagim.. Na beele.O_o? Ve tepemdeki spot lambasindan gelen gozleri kor edebilecek kadar kuvvetli yansiyan  isigin etkisiyle kim oldugunu bilemedigim kisi ya da kisiler tarafindan kafama mese odunuyla KUUUUtt… bayilacaaaimm.. ama sorunun cevabini alamayacaklar oh olsun onlara.. ben de bu hallerine bayilacagim.

Hayat sert bir porno diyor teoman. Baslik oradan . hemen celallenmeyin. Asi olmayan birer ergen olmayi deneyin ve yetiskin gibi davranin. Evet hayat sert bir porno. Hatta sabahlari robdosambrini giyip parmak arasi terliklerini ayagina gecirip eline de buzlu viskisini alip iciyor. Bilin bunlari yani.

Hayatin pornosuna sokayim. Pandoranin kutusu dediler yedik, bir hicsiniz dediler gene yedik. Hey gidi hayat.. sertsin evett Kabul..

Itiraf etmek isteyip edemediklerim.

En Birincisi;


Biricik askim erhan a glsin. Erhan seni olesiye seviyorum

Erhan salak misin o’lum. Olecek kadar sevsem neden halan yazabiliyorum sence.?  demek ki Yazablecek kadar seviyorum anca seni, sevmisim yani ama  unutmusum iste o’lum. Anla lutfen.

En Ikincisi;

Lan ben harbi salagim. Ilk goruste aska inanirim. Lan tanriyi gormedin lan, bunu nasil tanimlayacaksin? Ilk goruste ask mis. Pegh.. sakin bana izafi deme, oyarim..

En Ucuncusu; 

Siradaki parca Izmirde su an kordonda arpa suyunu yudumlayanlara gelsin. Evinde oturanlara degil ama. Lan tamam lan. Bugun Cuma. hem de 13. cuma. mubarek gun yani.. yorgunsunuz yogunsunuz neim..  Tamam lan tamam  hepinize gelsin. Keza cok severim gerek bu parcayi gerek izmiri gerekse .. neyse iste, gerekirse ben cok severim. Ama gerenksizse terkeder giderim. Kamyonet yazisi olur bak bundan. Yaz kizim. !

En Dorduncusu;
Tanrim bir ölumlu olarak soruyorum, sakın gafil avlanip kafir oldugumu sanma. Yeminlen seni cok seviyorum. Ama anlamiorum, beni neden yarattin. Hadi yarattin. Peki neden tanrim beni bastan yarat haykirislarima bugune degin cevap vermedin. Evet cevap??

Yok demi cevap.. otur, sifir. Sinifta kaldin.

http://www.youtube.com/watch?v=rSwac38HTGc

En Besincisi;

Buradan muhterem sifatini adinin basina alan herkese gelsin.

En Altincisi;

Ozelden atcam bunu.. adi ben de sakli. (la  bak sezen yanlis yazmissin de ayri olacak kizim )


yedinci ve son olarak;
Gecen gun kasada tutan hesabi soyleyince adam cok gulesim geldi. 8.15 dedi.. (8.15 vapurunda onu gordum karsimda .)  Durdum dusundum. Adam iyi herhalde dedim. Oglen olmus hala saati 8.15 saniyor. Sonra anladim. Bi paket uzun malboro, iki sakiz, bir de caklit etti mi sana 8.15. ozur diliyorum kendisinden huzurlarinizda.
Okur edemezse bu satirlari ve ben göcup gidersem bu fani dunyadan. Iletiniz lutfen kendisine bu soylediklerimi..
En Sekizincisi ama bak bu son;
Ve ah kalbim.. tekliyorsun artik sende.. yaslandin mi kiz. Otur dinlen basucuma diyorum o zaman sana.. iyi gelir miyim bilmiyorum ama sen bana hep iyi geldin. Sevdim seni cok.. aramizdan ayrilmana ise ilk ben uzuldum..

Satilik kalpler sehrinden Ayse..

Salı, Mayıs 10, 2011

sinir oluyorum kendime. bitmelisin bence.. ve bit. hadi kapadim gozlerimi.

Salı, Nisan 26, 2011

sessizzliğin mührünü kırıyorum.

yayılıyor sesim boşluklara doğru


giden sesim
..
gelmiyor

...

Pazartesi, Şubat 28, 2011

.,?!(;/)!!'

"....Kaçarak uzaklaştı rugan ayakkabılarının çıkardığı sesler gecenin karanlığında bir sokak lambasından yayılan ışık hüzmesi gibi azalırken.. "


Giden bu kacinciydi kimbilir, kimbilir bu kaçıncı sen iyisin diyen kimbilir bu kaçıncı daha iyilerini hakediyorsun lafı guzafasini dillendiren.. Nefretini kazanmak için kırk bin takla atan.
Yazık olmuş diyen arkadas tesellilerinde huzura yelken acmayi beklemek .. Beklemek beklemek her yeni bir karanlık güne bir yenisini eklemek., daha ne kadar kaç sefer daha var boyle. Hep hüsran hep arabesk. 

Hayat! Guldursene beni hadi!! 

Hakettim mı sence Benden sevgime nefret tohumları ekmemi bekleyen masalcilari ?!? Sahi çok mü zor prensleri opulunce kurbağaya dönüşmeyen masallar bulmak?

bir kalamadik, iki gidemedik, uc hep olamadik

aklim mayin tarlasi gibi.  her bir harf obegi sira sira dizilmis..
soyle, cikilmaz mi bu labirentten..

Çarşamba, Şubat 23, 2011

karanlıkların içinden çıkan diablonun aydınlıkla yıkanışı

izmir bebesi:

kahkaha atmadan vakit cok yavas ilerlio ankarada.. yoksa ezilir kalirsin bu kasvet altinda her yeri gri bu sehrin ... beton ustune beton,, romanlardaki kâgir binalar nerede simdi bu betonarmeler nerede..? 
betimlemeler de bile var bi molozluk. 

inan, hayatimda hiç çarpmadigim kadar çarpiyorum kapi kollarina, merdiven trabzanlarina ve bilimum metal endeksli esyalara ve sesim kargacik kurgacik.. ama inancim tam kendime. halen daha dik basliyim. yildiramiyor beni bu sehir.. hele ki gögünün,  bulutlarini tasiyamaz hallerini gordukce omuzlarimi daha bir diklestiriyorum.. 
baksana nasil da çat çut girdim ankara ormanina bodozlama,  haşat ettim bile en yabanilerini.. efe damari var bebeyim bizde .. izmir bebesiyiz dediysek hafife alma, istirham ederim. 

angarali bebe bile yaptim la(!).. "ayagini denk al angaralı bebeler capkın olur" dediler.  alirim ben onun capkinliklarini dedim. yemisim capkin bebeyi.. var mi ben de o goz.. bak hele bi su gozlere...!! 
dinime imanima umugune basariim valla. 

-burası cok farklı bir memleket ankara-izmir arası 600km gibi gözüksede 45 ışık yılı fark var arasında esasinda. 

mumkun mu soylesine; boylesine bagli oldugun ve birbirinden boylesine bagimsiz iki sehirden birisini hem sevmek hem sevmemek mumkun mu sence..... baksana mesela sevilir bence izmir,, hem gormeden de asik olunur ona. ki asik olunmali da. ama ankara.. 

ankara oyle mi ya..
tipki kapali kasvetli gunlerde; bulutlarin arasindan yabani bir ot gibi aniden beliriveren isik huzmesinin, karsiki tepelere dusunce gorunen manzara gibi eger bakmasini bilirseniz.. bir kismi kapali bir kismi acik ankara,, enteresan bir sehir.. birden yuzunu aydinlatiyor birden yüzünü düsürüyor... ac/kapa...
artema mi la bu sehir ??? 

Atlantis  diyor .. Atlantis gibidir burası ,,sakLl gibi ama gercek degil .. gercek gibi ama sahte duruyor.. sahte degil gibi ama gercek gibi de durmuyor..
dogru cümle bu belki de.. 

cok yaban otu var icinde; basinca ayaklarini yaralar cinsten..  ciplak olmamak gerek ve hep tabani kalin ayakkabilar secilmeli bu sehirde.. kayinca dusmemek icin..


 saglam basmak gerek yere bu sehirde..


cok simgesel oldu yine.. 

(simgeleri seviyorum ama napiiim..)

  Evet, sevmek.. bence insanlarin bir baska problemi de bu..  sevememek birbirlerini.. sevgilerini bir formdan diger bir forma donusturememeleri.. kelebegin omrunun bir gun oldugunu unutmalari ve bunun icin hayatlarinin sadece bir gunu olan o gunu heba ettiklerinin farkina varamamalari.. 

dusunsene. 
olecegi gunu bilen bir insan olsaydin en son ne yapmayi isterdin.?  sevdigin insani severek mi gecirmeyi dilerdin o son bi kac saatini.. pardon ya belkii birden cok sevenin var o yuzden belki de tum sevenlerinle sevdiklerinle gecirmeyi dilersin..
yoksa korkulariyla yuzlesemeyecek kadar korkutularak korkularinla -cezalandirma korkun- ve endiselerinle sevdigin yaradanin mi olurdu son bir kac saatini gecirmeyi tercih edeceklerin arasinda?? 
sirf  bagislayaciligina siginmak icin.??

ustune alinma ama, sevmek hani ne de buyuk bir sevapti... riyakarlik mi moda oldu simdi asla af olunmayacagini bile bile af dileyerek. 
   
ne tuhaf... severmis gibi davranmak en buyuk mukafat insanogluna bahsedilen sanirsam.. aslinda sevme ama severmis gibi yap.. 
sirf bu yuzden bu bahsedileni her bahsedilmis gibi har vurup harman savuruyorlar,.. baksana etrafina..

ben bakinca etrafima insanlarin hic yeni beyaz bir sayfa yazamayacaginii goruyorum ama yazacaklarmis gibi davraniyorlar yazamadiklari yetmezmis gibi  belli bir hayatlari olduklarini yuzune vuruyorlar..onceden yazilmis musveddeleri temize cekme telasindalar daha cok. hatalarina yer vermekten korkuyorlar.. ne fena.. oysa hatalar her insanda farkli sekiller alir.. hatasiz olur mu hic.. puruzsuzluk tek duzelik.. kalp ritmini yitirmek gibi bir seydir tek duzelik.. 
tek cizgi ustunde yuruyebilen cambazi izlemek nasil ki heycan doluysa gerek izlerken gerek cambaz gibi olmayi duslerken... 
yazmaya baslayinca her beyaz sayfa karalanir unutma bunu.. 

ama yine de vadedilen topraklar hep o beyaz sayfalarin akibetine bagli.. ne keramet yuvasiymis kardesim o sayfa da.. yazmak icin kili kirk yarmak gerek.... 
daha ne kadar fena olabilir ki bundan? daha ne kadar fena olabilir ki insanoglunun bu hali..

ben; evet ben.. durust olmaya calisiyorum icimden geldigi gibi davranarak ve konusarak ama bu kez yine ben bi sekilde yara olan oluyorum.. enteresan degil mi..

insanlar ..durustlukleri ..sozcuklerin ...yureklerinden ciktigi gibi gelmesine henuz aliskin olamayacak kadar toy


duzeltiyorum bu cumleyi, bekle!

insanlik; henuz durustluklere yani yureklerde firinlanmis dumani ustunde duygu ve dusunceleri duymaya  aliskin olamayacak kadar TOY !


medeniyet icin ise soyleyecek bisey yok aslinda insanligin ibretlik paylasimlarindan bir tanesidir medeniyet.. 

uzuluyorum sadece  ne kadar mahvedebilirsek o kadar mahvettik su kahrolasi yeryuzunu diye...


dibe vuruyorum simdi 
daha da dibe gidersem durdurma
vurmazsam en dibe yukselemem yoksa

-bana iyi ve kötü özelliklerini say 

sana bir sir vereyim mi.. genelde kötüleri soyleyince rahatlamis olma fikrinin hafifligidir aslinda  rahatlamanin nedeni... tüy kadar hafif olmak oyle kolay mi ki.. oyle birden bire hafiflemek.. ne mumkun.. 

buna inaniyabiliyorsan aptal olmalisin..
sırsız, agırlıksız bir yeryuzu... mumkun mu?

tiaykiriliklar olmasa tek duzelikler ne ise yarardi .. tezsiz ve antitezsiz bir yeryuzu mumkun mu??.

bence yerin yuzu olsa bakamazdi yuzumuze ..(varsayim)

bak bana, kimse anlamasa da benim karanlik bir yuzum var bence... 


yunmamis kirli kelimeler sariyor gokkusagiyla cepecevre sarilmis yeryuzunu..

aha!! aslinda karanlik olan ben degilim aydinlgiyim, yer'in aksine!!!
yoksa nereden bilecegim bu kadar icini disini karanligin .. zira karanligin icinde insan bilemez etrafinda neler oldugunu neler bittigini ..


tamam bak soyle soyleyelim kimse anlamasa da benim karanlik br yzum var bence kabull ama yine kimse farketmese de ben karanligin icinde deil bilakis disindayim. sadece onlar bana bakinca bir yanilsama yasarlar ve bu onlari yanlislara goturur ..  bakinca aslinda benim onlarin karanliklarina baktigimi bilmezler .. onlarin gunahlari benim degil onlar varsin gunah desin. yasak desin. bence deil 

insan kendini bilmeli bunun bedeli bazen kendini kaybetmekten geciyor olsa da yolun sonunda kendini bulmak varsa verilemeyecek bedel yoktur.  
ama hep cok cok vermek zafer elde etmek degildir savas meydanlarinda
kaybetmeyi de goze almak gerek. 

nasil ki; muhammed kirkinda bulduysa allah askini, basit bir hesapla benim daha koskoca ondort senem var...
ayin ondordu gibi.. hay masallah bana..
aydinlik nice ondort senelere !

umut dolu bir bitiriş 

karanlıkların içinden çıkan diablonun aydınlıkla yıkanışı

......................







Salı, Şubat 15, 2011

metal soguklugu



Yuzu geldi yerlesti, apansizin .. neylesem bilemezken ben, o tenimi kistirdikca kistirdi tum sogukluguyla.. urperdim.
Yalani yoksaydim.
Gercegi soyledim apansizin.
Yirtildi sessizlik
Bos bakislarin icleri doldu.
Cumlelerin ici acil cikis kapisina goturuldu.
Geriye sardi makara.
Lakin cok gecti.
Icimden eski bir ben cikti geldi apansizin.
bakti
bakti 
Cekti gittti .. ustunde bir ceket.. yureginde agirliklar..
Hafiflicek Silkelense.
Ama ne mumkun…
Metal agir ve soguk..

Pazartesi, Şubat 14, 2011

Yansidim Da Lakin

bir yansimaydik esasinda her birimiz birbirimizin birer yansimasi..

gittikce cogalan gurlesen kalabaliklasan birer yansima..
bir cift gozdu ilk degen bakislarimiza, tanidik geldik dokunmak istedik..dokunduk gittikce biz olduk bir butun olduk.. bir de baktik evet birdik biz..

sevdi gonlumuz, sevmek en buyuk lutuftu cunku..  tum ogretilerin ustu karalanan kisimlarinda da bahsedildigi gibi. sevmek guzel. guzeli sevmek ayri guzel.. guvenmekti sevmek. guven asilamak, tipki bahar gelince dallarina asi yapilan toprak ananin dunya harikasi meyvelerinin lezzetine lezzet, bereketine bereket katan asilar gibi. once ufak bir dokunus.. ufak bir opus...  ilk baharla beraber yeseren yapraklar misali..

oysa hic hesaba katmadik aniden bastiran kisi .. kapinin arkasinda gizlice pusuda bekleyen gitmeye niyeti olmayan bir kis var imis megersem. icimizi urperten..
hazirliklar hani baharaydi..ardindan yaz gelecekti isinacakti icimiz..

hani en derinlerinden korkmadan yuzecekttik okyansularin.. annemden kalma bir masal dinleyecektik yine bileklerimize birer balon asip gokyuzune teslik edecegimiz.. gozyaslarini ipek mendillerle silecektik cocuklugumuzun.. aglamak ayri guzel olacakti..


ama simdi bir bakiyorsun.. bakiyorsun lakin bakinca goruyor musun ki? en muhimi..


hani bakip gormek istedigimizdik.. simdi uyuyup gececek sandiklarimiz.. her gece ayri ayri karanligina emanet ettigimiz tum yalnizliklarimiz dokunmak istedigimiz ama dokunamadigimiz ve yansitici yuzeylerinin indekslerinden fuzyona ugrayip gecemediklerimiz.
biz sanip yanildiklarimiz..


hani nerede ..



onlar da mi gittiler..

yine kendi inceliklerimiz yuzunden..

Salı, Ocak 25, 2011

ben

kizamiyorum bile kendime artik. o kadar cok kaniksamisim ki. ne deseem, hatta ve hatta sovsem soyle okkali , cok dogal karsilarim tum soyleyeceklerimi. ben buyumla baslayan uzun tumceler dokebilirim hatta dilimin ucunda iki nano saniyede. ben buyum.. ben buyum cunku ben baska bir ben tanimadim. ortaya atilan her yalana inandim. kandim . kandirilmadim. hic edilgen olmadim birinci dereceden fiilen yapan bendim tum eylemleri. dolayli anlatimlara giderek yollarimi uzatan canimi acitan ne var ne yoksa hepsini ben bizzat secerek belirledim. kirmizisinda durmadim yollarin ezilme tehlikeleri atlattim ama her seferinde kiyiya vurdum.. cok su yuttum ama bogulmadim. boy vermediler ama bilddim boyumu askinn sulari o sular ki beni alip goturdu ruzgarla birlik olup delice akintilarda surukleyerek.. olamadim ben siradan herkes gibi. severek yasamaya calistim. cok mu bireysel sevdim bilemiyorum tipki su an yazdigim yazinin icinde bu kadar cok benden bahsetmis olmam gibi. sanki hic sevilmemisim gibi. hic ama hic hemde. bencilligimden tum bu sevimsizligim biliyoorum. ben beni biliyorum. cunku ben boyleyim. digerleri ..digerleri mi.. onlari bilmekti zaten tum mesele.
ve ebet, her seferinde bir kez daha umudum azaliyor, tunelin sonundaki isigi gorecegime dair olan.

yanilsamak

yanilmakla esdegerdir yanilsamak. yanilir ademogullari havva kizlari. gunesin dogusundan batisina ve tekrar dogusuna kadar gecen sure zarfnda yerkureyi kendi ufacik 2cm capinda bile olmayan kureleri araciligiyla gorup degerlendirdiklerinden. vizorlerini cokca acanlar olur  bazen daha cok gorebilsin diye ama nafile..
yanilan ya bir adem ogludur yada bir havva kizidir.

-bayanlar bir de baylar.! sessizlik..

Cuma, Ocak 14, 2011

korfeziM

korfeze nazir acacaksin twist kapagi ayaz vurmus catlamis dudaklarindan sovuk sovuk akacak o arpa suyunun tadi, veya has uzum suyu* sonra diyeceksin iste olay bu ! ayaz bu kez kimil kimil boynuna sokulurken usuyeceksin ama donmayacaksin.. bir sicaklik saracak icini. uzun yollardan geldigini unutturacak uzerine yansiyan isiklari sehrin.. acikta bekleyen gemilerin hanngi limana yanasacaklarini tartisacaksin. kimleri nerelere hangi yukleri kimlere ulastirdiklarini. bazen sevenleri kavusturdugunu bazen sevenleri ayirdigini hayal edeceksin. gokyuzunun penceresinde minik ellerinle ufak cizgilerle kader cizgilerini baglayan ve uzaklastiran yollar cizerek. umut dolacak bakislarin .. bazen gozlerin dolacak.. ellerin usuyecek bazen bir dost isitacak ellerini. uzaklara dalacak gozlerin .. o birbirine hic yaklasamayan iki kiyinin arasinda git gel yapan vapur seferlerini med-cezirlerine benzeteceksin hayatinin. bir keresinde hic unutmam la baslayan bir hikaye anlatacaksin bazen iyice cosup. o hikayede yer alacaksin . bas karakter sen olacaksin. iki kiyi arasinda guvertedekilere yakalanmadan maksimum kac sefer git gel yapabildigini anlatacaksin. nihayet yakalandiginda ise; sey ya muhabbete dalmisiz hocam diyeceksin mahallenin en bickin delikanlisi senmiscesine kimseye laf birakmadan. guvertedeki hafif saskin bakacak duruma hehe iyi tamam ama bi daha olmasin diyecek. tamam diyeceksin..
sonra muthis bir  rahatlamayla yaklasan ilk limanda indigini anlatip ve ne cok guldugunu anlatacaksin ellerin bir dostun avuclarinda isinirken... guleceksiniz. gokyuzunde kocaman bir gulus belirecek birbirinden  uzak iki kader cizgisi arasinda. kaygilardan tasalardan uzaklarda. birden bir umut belirecek icinde.
olasi yasantindan bahsedeceksin, taa ki yarin sabah ayilasiya kadar seni mutlu edecek olan ama uyandiginda yine ayni yerde myim ben diyecegin cinstenn can acitan.

oyle iste,,

korfezimi ozledim .. gozlerimi icine daldirip daldirip hayallerimin derinlerine inmeyi ozledim..

ozledim lan ben..

Salı, Ocak 11, 2011

/^.^\

bilmem. ne desem?? farzet ki ben cok sey soyledim. ama  bil ki; susunca da tadi ayri oluyor sehrin.