Pazartesi, Şubat 28, 2011

.,?!(;/)!!'

"....Kaçarak uzaklaştı rugan ayakkabılarının çıkardığı sesler gecenin karanlığında bir sokak lambasından yayılan ışık hüzmesi gibi azalırken.. "


Giden bu kacinciydi kimbilir, kimbilir bu kaçıncı sen iyisin diyen kimbilir bu kaçıncı daha iyilerini hakediyorsun lafı guzafasini dillendiren.. Nefretini kazanmak için kırk bin takla atan.
Yazık olmuş diyen arkadas tesellilerinde huzura yelken acmayi beklemek .. Beklemek beklemek her yeni bir karanlık güne bir yenisini eklemek., daha ne kadar kaç sefer daha var boyle. Hep hüsran hep arabesk. 

Hayat! Guldursene beni hadi!! 

Hakettim mı sence Benden sevgime nefret tohumları ekmemi bekleyen masalcilari ?!? Sahi çok mü zor prensleri opulunce kurbağaya dönüşmeyen masallar bulmak?

bir kalamadik, iki gidemedik, uc hep olamadik

aklim mayin tarlasi gibi.  her bir harf obegi sira sira dizilmis..
soyle, cikilmaz mi bu labirentten..

Çarşamba, Şubat 23, 2011

karanlıkların içinden çıkan diablonun aydınlıkla yıkanışı

izmir bebesi:

kahkaha atmadan vakit cok yavas ilerlio ankarada.. yoksa ezilir kalirsin bu kasvet altinda her yeri gri bu sehrin ... beton ustune beton,, romanlardaki kâgir binalar nerede simdi bu betonarmeler nerede..? 
betimlemeler de bile var bi molozluk. 

inan, hayatimda hiç çarpmadigim kadar çarpiyorum kapi kollarina, merdiven trabzanlarina ve bilimum metal endeksli esyalara ve sesim kargacik kurgacik.. ama inancim tam kendime. halen daha dik basliyim. yildiramiyor beni bu sehir.. hele ki gögünün,  bulutlarini tasiyamaz hallerini gordukce omuzlarimi daha bir diklestiriyorum.. 
baksana nasil da çat çut girdim ankara ormanina bodozlama,  haşat ettim bile en yabanilerini.. efe damari var bebeyim bizde .. izmir bebesiyiz dediysek hafife alma, istirham ederim. 

angarali bebe bile yaptim la(!).. "ayagini denk al angaralı bebeler capkın olur" dediler.  alirim ben onun capkinliklarini dedim. yemisim capkin bebeyi.. var mi ben de o goz.. bak hele bi su gozlere...!! 
dinime imanima umugune basariim valla. 

-burası cok farklı bir memleket ankara-izmir arası 600km gibi gözüksede 45 ışık yılı fark var arasında esasinda. 

mumkun mu soylesine; boylesine bagli oldugun ve birbirinden boylesine bagimsiz iki sehirden birisini hem sevmek hem sevmemek mumkun mu sence..... baksana mesela sevilir bence izmir,, hem gormeden de asik olunur ona. ki asik olunmali da. ama ankara.. 

ankara oyle mi ya..
tipki kapali kasvetli gunlerde; bulutlarin arasindan yabani bir ot gibi aniden beliriveren isik huzmesinin, karsiki tepelere dusunce gorunen manzara gibi eger bakmasini bilirseniz.. bir kismi kapali bir kismi acik ankara,, enteresan bir sehir.. birden yuzunu aydinlatiyor birden yüzünü düsürüyor... ac/kapa...
artema mi la bu sehir ??? 

Atlantis  diyor .. Atlantis gibidir burası ,,sakLl gibi ama gercek degil .. gercek gibi ama sahte duruyor.. sahte degil gibi ama gercek gibi de durmuyor..
dogru cümle bu belki de.. 

cok yaban otu var icinde; basinca ayaklarini yaralar cinsten..  ciplak olmamak gerek ve hep tabani kalin ayakkabilar secilmeli bu sehirde.. kayinca dusmemek icin..


 saglam basmak gerek yere bu sehirde..


cok simgesel oldu yine.. 

(simgeleri seviyorum ama napiiim..)

  Evet, sevmek.. bence insanlarin bir baska problemi de bu..  sevememek birbirlerini.. sevgilerini bir formdan diger bir forma donusturememeleri.. kelebegin omrunun bir gun oldugunu unutmalari ve bunun icin hayatlarinin sadece bir gunu olan o gunu heba ettiklerinin farkina varamamalari.. 

dusunsene. 
olecegi gunu bilen bir insan olsaydin en son ne yapmayi isterdin.?  sevdigin insani severek mi gecirmeyi dilerdin o son bi kac saatini.. pardon ya belkii birden cok sevenin var o yuzden belki de tum sevenlerinle sevdiklerinle gecirmeyi dilersin..
yoksa korkulariyla yuzlesemeyecek kadar korkutularak korkularinla -cezalandirma korkun- ve endiselerinle sevdigin yaradanin mi olurdu son bir kac saatini gecirmeyi tercih edeceklerin arasinda?? 
sirf  bagislayaciligina siginmak icin.??

ustune alinma ama, sevmek hani ne de buyuk bir sevapti... riyakarlik mi moda oldu simdi asla af olunmayacagini bile bile af dileyerek. 
   
ne tuhaf... severmis gibi davranmak en buyuk mukafat insanogluna bahsedilen sanirsam.. aslinda sevme ama severmis gibi yap.. 
sirf bu yuzden bu bahsedileni her bahsedilmis gibi har vurup harman savuruyorlar,.. baksana etrafina..

ben bakinca etrafima insanlarin hic yeni beyaz bir sayfa yazamayacaginii goruyorum ama yazacaklarmis gibi davraniyorlar yazamadiklari yetmezmis gibi  belli bir hayatlari olduklarini yuzune vuruyorlar..onceden yazilmis musveddeleri temize cekme telasindalar daha cok. hatalarina yer vermekten korkuyorlar.. ne fena.. oysa hatalar her insanda farkli sekiller alir.. hatasiz olur mu hic.. puruzsuzluk tek duzelik.. kalp ritmini yitirmek gibi bir seydir tek duzelik.. 
tek cizgi ustunde yuruyebilen cambazi izlemek nasil ki heycan doluysa gerek izlerken gerek cambaz gibi olmayi duslerken... 
yazmaya baslayinca her beyaz sayfa karalanir unutma bunu.. 

ama yine de vadedilen topraklar hep o beyaz sayfalarin akibetine bagli.. ne keramet yuvasiymis kardesim o sayfa da.. yazmak icin kili kirk yarmak gerek.... 
daha ne kadar fena olabilir ki bundan? daha ne kadar fena olabilir ki insanoglunun bu hali..

ben; evet ben.. durust olmaya calisiyorum icimden geldigi gibi davranarak ve konusarak ama bu kez yine ben bi sekilde yara olan oluyorum.. enteresan degil mi..

insanlar ..durustlukleri ..sozcuklerin ...yureklerinden ciktigi gibi gelmesine henuz aliskin olamayacak kadar toy


duzeltiyorum bu cumleyi, bekle!

insanlik; henuz durustluklere yani yureklerde firinlanmis dumani ustunde duygu ve dusunceleri duymaya  aliskin olamayacak kadar TOY !


medeniyet icin ise soyleyecek bisey yok aslinda insanligin ibretlik paylasimlarindan bir tanesidir medeniyet.. 

uzuluyorum sadece  ne kadar mahvedebilirsek o kadar mahvettik su kahrolasi yeryuzunu diye...


dibe vuruyorum simdi 
daha da dibe gidersem durdurma
vurmazsam en dibe yukselemem yoksa

-bana iyi ve kötü özelliklerini say 

sana bir sir vereyim mi.. genelde kötüleri soyleyince rahatlamis olma fikrinin hafifligidir aslinda  rahatlamanin nedeni... tüy kadar hafif olmak oyle kolay mi ki.. oyle birden bire hafiflemek.. ne mumkun.. 

buna inaniyabiliyorsan aptal olmalisin..
sırsız, agırlıksız bir yeryuzu... mumkun mu?

tiaykiriliklar olmasa tek duzelikler ne ise yarardi .. tezsiz ve antitezsiz bir yeryuzu mumkun mu??.

bence yerin yuzu olsa bakamazdi yuzumuze ..(varsayim)

bak bana, kimse anlamasa da benim karanlik bir yuzum var bence... 


yunmamis kirli kelimeler sariyor gokkusagiyla cepecevre sarilmis yeryuzunu..

aha!! aslinda karanlik olan ben degilim aydinlgiyim, yer'in aksine!!!
yoksa nereden bilecegim bu kadar icini disini karanligin .. zira karanligin icinde insan bilemez etrafinda neler oldugunu neler bittigini ..


tamam bak soyle soyleyelim kimse anlamasa da benim karanlik br yzum var bence kabull ama yine kimse farketmese de ben karanligin icinde deil bilakis disindayim. sadece onlar bana bakinca bir yanilsama yasarlar ve bu onlari yanlislara goturur ..  bakinca aslinda benim onlarin karanliklarina baktigimi bilmezler .. onlarin gunahlari benim degil onlar varsin gunah desin. yasak desin. bence deil 

insan kendini bilmeli bunun bedeli bazen kendini kaybetmekten geciyor olsa da yolun sonunda kendini bulmak varsa verilemeyecek bedel yoktur.  
ama hep cok cok vermek zafer elde etmek degildir savas meydanlarinda
kaybetmeyi de goze almak gerek. 

nasil ki; muhammed kirkinda bulduysa allah askini, basit bir hesapla benim daha koskoca ondort senem var...
ayin ondordu gibi.. hay masallah bana..
aydinlik nice ondort senelere !

umut dolu bir bitiriş 

karanlıkların içinden çıkan diablonun aydınlıkla yıkanışı

......................







Salı, Şubat 15, 2011

metal soguklugu



Yuzu geldi yerlesti, apansizin .. neylesem bilemezken ben, o tenimi kistirdikca kistirdi tum sogukluguyla.. urperdim.
Yalani yoksaydim.
Gercegi soyledim apansizin.
Yirtildi sessizlik
Bos bakislarin icleri doldu.
Cumlelerin ici acil cikis kapisina goturuldu.
Geriye sardi makara.
Lakin cok gecti.
Icimden eski bir ben cikti geldi apansizin.
bakti
bakti 
Cekti gittti .. ustunde bir ceket.. yureginde agirliklar..
Hafiflicek Silkelense.
Ama ne mumkun…
Metal agir ve soguk..

Pazartesi, Şubat 14, 2011

Yansidim Da Lakin

bir yansimaydik esasinda her birimiz birbirimizin birer yansimasi..

gittikce cogalan gurlesen kalabaliklasan birer yansima..
bir cift gozdu ilk degen bakislarimiza, tanidik geldik dokunmak istedik..dokunduk gittikce biz olduk bir butun olduk.. bir de baktik evet birdik biz..

sevdi gonlumuz, sevmek en buyuk lutuftu cunku..  tum ogretilerin ustu karalanan kisimlarinda da bahsedildigi gibi. sevmek guzel. guzeli sevmek ayri guzel.. guvenmekti sevmek. guven asilamak, tipki bahar gelince dallarina asi yapilan toprak ananin dunya harikasi meyvelerinin lezzetine lezzet, bereketine bereket katan asilar gibi. once ufak bir dokunus.. ufak bir opus...  ilk baharla beraber yeseren yapraklar misali..

oysa hic hesaba katmadik aniden bastiran kisi .. kapinin arkasinda gizlice pusuda bekleyen gitmeye niyeti olmayan bir kis var imis megersem. icimizi urperten..
hazirliklar hani baharaydi..ardindan yaz gelecekti isinacakti icimiz..

hani en derinlerinden korkmadan yuzecekttik okyansularin.. annemden kalma bir masal dinleyecektik yine bileklerimize birer balon asip gokyuzune teslik edecegimiz.. gozyaslarini ipek mendillerle silecektik cocuklugumuzun.. aglamak ayri guzel olacakti..


ama simdi bir bakiyorsun.. bakiyorsun lakin bakinca goruyor musun ki? en muhimi..


hani bakip gormek istedigimizdik.. simdi uyuyup gececek sandiklarimiz.. her gece ayri ayri karanligina emanet ettigimiz tum yalnizliklarimiz dokunmak istedigimiz ama dokunamadigimiz ve yansitici yuzeylerinin indekslerinden fuzyona ugrayip gecemediklerimiz.
biz sanip yanildiklarimiz..


hani nerede ..



onlar da mi gittiler..

yine kendi inceliklerimiz yuzunden..