Perşembe, Ekim 15, 2009


sonra hic gelmeyecek olan huzuru cagiriyorum.. ses ver diyorum... duymak nafile oysa..
uyku geliyor huzur gelmiyor..
bir masal basliyor yarim yirtk pirtik girizgahlarla..
neresinde kalmistik demiyor artik anlatici..
her gece farkli bir masal her seferinde farkli bir final..
ve sabah hergun gunesle beraber gokyuzune geliyor..
kocaman aydinlik bir gulumseyisi var.. gozleri gokyuzu kadar mavi alacali..
yuzu ufacik.. avuclarim kadar..
sigiyorlar birbirlerinin icine, sokulunca birbirlerine..
sonra birden gunes tepemize gececek endisesi kapliyor..
uzaklasiyor huzur yavas yavas buyuk buyuk uzun uzun binalarin ardina cekilerek.. gokyuzu siyaha boyaniyor bi kac evrede.. yavas yavas alistira alistira..
kasiklar singirdmaya basliyor..
evinin hanimi olacak kadar sansli olan beyler evlerine gidiyor..
artik tahta kapili eski evlerden kalmadi..
yine oyle uzun uzun uzayan gecelere benzer karanlik borulardan evlere lagim deliklerine gidiyorlar..
yemekler gun be gun degisiyor.. bazen bir gun onceden kalanlar tekrar isitiliyor..

isitilacak baska bir konu bulunamazlarsa yeni gundem basliklari da masanin bas kosesinde yerini aliyor..
o sabah gelen huzur yok artik.. bir sessizlik hakim.. diyorlar ya..
olum sessizligi..
iste oyle bir sessizlik..
ve dinmeden agizlar sapirdatiliyor.. ne tadi kalmis ne tuzu..
inatla tuzluk boca ediliyor kapakciklarinin buhardan tikanmis olmasina aldirmadan..
bitiyor tabaklardakiler..
doyduk mu diye soran yok ama olsun..
herkes bir kosede..
bir yabancinin varligi soz konusuymus gibi herkes sessiz suskun..
birinin kizi oldu diyor iclerinde konusan sesler kendi aralarinda..
alinacak verilecek cevaplar kisa net ve cok icten..
duymak imkansiz distan konusmayi tercih edenlerdenseniz sayet..

uzaklasan huzuru kimse agzina bile almiyor.. birak dusuncesine bile getirmiyor.. sanki biri dusunurken yakalayip hapsedecekmis gibi..
mahcup muztaribiz bugun biraz anlasilan..
tatlilar gelemedi bir turlu agzimizi tatlandiracak.. soyle olsa bir kabak tatlisi kirec suyuna batirilip sertlestirilmis sonra da iyice arindirildiktan sonra ustune hindistan cevizi dokulmus.. oohh olsa da yesek.. aradan gecen bunca zamana ragmen damaklarda unutulmayacak bir lezzet iste..
ve sessizlik uykuya donuyor.. uykunun gelmesi icin herkes bir elbise secmis kendi cabasiyla.... bazilari siyah..bazilari siyah beyyaz.. arada renklilerde yok degil.. sadece beyaz olanlar bile var..
aydinlik renkleri secmislerde ayri bi kibirlilik soz knusu.. huzur onlara uykuyla daha cabuk gelecekmis gibi.. burunlari bir turlu inmiyor asagiya..
ve siyahlar.. siyahi tercih edenler iste onlar.. en karamsarlari.. sanki o hic gelmeyecekmis gibi.. aslinda en dogrusunu bilenler onlar.. ne vakit beyazda giyseler huzur icin.. hic gelmedi onlara huzur.. huzurun ne oldugunu bilebilrmi sayet ciksa gelse huzur..
bir subat ayina atlasak.. birden zip diye..
ve subat..
bir sehir.. simdi bulundugumdan cok uzak bir sehir.. soguktu o zaman hava.. uc bes dost .. hasretlk gidermek dedi bazisi. bazisi ben bilmem anlamam dedi.. ben bisi demedim..
huzuru bekledim.. o sehrin arnavut kaldiriminda yurudum az biraz... hepsi o.. simdi kaciyorum nerede gorsem ..
huzur .
huzur..
ve huzur bu gece de gelmemekte israrci koynuma,. ve kimbilir..
huzur kustu gelmeyecek.. bir daha .. neyse huzur.. ben uyumaya gidiyorum.. gonlun dilerse cik gel.. ben bildigin yerdeyim,.. hic degismedim..
uzgunum ama degisemeyecegim de sanirsam.. sen de degisme emi..

Hiç yorum yok: