Cumartesi, Ocak 16, 2010

vazgectim


bi kaC satir tasarladim once bir kafamda.. sonra vazgectm.. hayir kesinlikle unutmadim ben unutkan bir insan degilim..
suretinizi bir defa gordugumde; bir boy bir vesikalik halinizi kagida kaleme dokebilirim mesela. hani siz inanmazsiniz simdi ya.. ben yinede belirtmek istedim.. bu aralar fena halde basim dertte aslinda.. basimda bir ugultu, bir agirlik var uzerimde. sanki hic gitmeye niyeti olmayan bir bas agrisi.. insanin icinden bir seyleri bir yerlere goturmek isteyen delice bir istek ve buna karsi koyan baska bir mekanizma icimde bir yerlerde.. sabahin ilk isiklarina ev sahipligi yapan odamin soguklugu da cabasi..
hic isinmaz mi burasi yahu..
su elektrikli de olmasa.. onum isinsa -ki bu bende bas agrisi yapan unsurlardan birisi, kapali ortamda isiticinin yuzume vurmasina katlanamam ben.. kapali ortamlarda buyuk alisveris merkezlerinde duramadigim gibi;.. sanki bir seyler beni boguyor gibi hissederim.. hic siz de oyle hissedermisiniz.. sanki orada calisanlara haksizlik ediyormusum gibi ama ne bileyim..
bir evin balkonundan asagiya sarkip, alt kattaki komsuya basasagi pozisyonda "gunaydin" demek gibi delice bir istegim oldugunu farkettim.
urkunc bir sey olur sayet basarabilirsem ama yapmak icin cildirmis olmam gerek ve sizinde benim alt komsum olma olasiligini hesaba katarsak bu durumla hic karsilasmayaacaginizi temin edebilirim.
bu cilgin isteklere bir son verip.. yuzumu hic ogusturmadan bir gulumseme yerlestirmek istiyorum sabahin ilk isiklarinin vurdugu ama gunun sonraki isiklarinin hic ugramadigi odamda.. evet soguk burasi.. bir morg kadar soguk.. olsem kokmam sanirsam bir kac gun boyunca.. :)
ama oyle kotu bisey degil olum.. olum zaten korkulasi bir sey de degil.. ki korkarim ben esasinda olumden.. yasamaktan oldugu kadar.. bugunlerde kafamda kocaman bir soru isareti.. nedir olum diyorum... hani kefene koyuyoruz ya biz peki ya sonra sonra ne oluyor. hadi bizler sansliyiz en azindan en son yeryuzune insanogluna gonderilen tek tanrili bir dinin mensubuyuz. mensubuyuz demek herkesimden insanin ayni gorus birliginde oldugunun bir gostergesi midir.. hic kabullenemeyecegim bir olgu var..
herseye hayir diyen bir toplumun bireyleri olarak gosteriliyoruz dunya medyasinda. nasil olur. biz gercekten hayir diyecek bir toplum olsaydik dunyanin parmagi agzinda kalarak izledigi tum o degismez denilen tabulari yikamazdik ardindan da yenilenemezdik.. ha sonradan izlenilen politikalarin dogrulugunu yada yanlisligini tartismiyorum bile. her gelismekte olan toplumun icine dusecegi ve sonuclarinin geri donulmez noktalara getirecegi bir yerdeyiz belki de.. hic aklimiza bile gelmeyenler monarsi doneminde bile gelmemisken cumhuriyet tarihimize kara bir leke gibi calinmistir. keske isin toplumsal boyutuyla sinirli kalabilseydi.. bir kalp cerrahi bile hastasinin gogus kafesini acarken gereken her turlu tedbiri alir enfeksiyon kapmasin diye.. bizler ise toplumun kalbi olan askeriyemizi kutsal mehmetcigimizi kalbinin en orta yerine birer nester atarak dunya medyasi onunde dimdizlak ortada biraktik.. kanlari akan sehitlerimizin ruhlarini hice sayarak bizler icin, vatanlari icin kanini akitan sehitlerimizin akittiklari kanlari bir entrika yalani ugruna yazilmis bir senaryo dahilinde hic ugruna harcadik.. biz daha nereye kadar ne zmana kadar boyle gideriz. kemalistlik oyle cubbe gibi omuzlara atilip yolda tesbih sallamaya benzemez efendiler.. kemalistlik ilericiliktir.. bir toplumu kalkindirmaktir.. cesitli etnik gruplardan olusan bir toplumu acilimlar yaparak bolmek, parcalamak degil bir butun halinde tutmaktir.. bir ekmek hamuru gibi .. ic ice ozlestirmek yogurmaktir.. anadolunun ozu budur..
biz anadoluyuz demektir.. biz biriz demektir..

Hiç yorum yok: